Önceleri, nasıl yazılacağı konusunda bir şeyler öğrenmeye meraklıydım. Özel bir ilgi göstermesem de sanırım açıktım bu fikre. Elime geçtikçe bir şeyler okurdum bu konuda. Artık yazmanın birinden öğrenilebileceğine inanmıyorum. Elbette kişiden kişiye değişmeyen ilkeler de var, yazan herkesin katılacağı ama bir elin parmaklarını geçmeyen. Ancak bunlar zaten malum.
Diyeceğim, Stein'ın bu metnini yazma konusunda öğüt dinlemek için okumadım. Zaten onun da böyle bir derdi yok. Herzamanki gibi, birini ve kendimi daha iyi tanıyabilmek için okudum. Öyle de oldu.
Düşünmüş ve yazmış:
Bir tümce nedir.
Bir paragraf nedir.
Bir soru nedir.
Bir soru için teşekkür etmek yanlış değildir.
Cumartesiden bugüne değişiyoruz.