9 Nisan 2018 Pazartesi
Hapşırık
Kitap okuyan bir genç, höarkh diye öyle şiddetli hapşırdı ki, ağzını kapadığı kolu ifrazatla doldu. Başını salladı: bir bu eksikti, yapacak bir şey yok, der gibi, ben de başka yöne çevirdim bakışımı. Biraz sonra, karşı koltuktaki kadının çocuğa kağıt mendil uzattığını gördüm. Çocuk mendili aldı, ama -kızarmasından anladığım kadarıyla- utandığından olacak, teşekkür etmedi. Niyeyse kadın güneş gözlüğü takıyordu, çocuğun kızardığını anladı mı acaba, yüz ifadesinden anlamıştır, hem ne olacak teşekkür etmemişse, acaba kadının da o yaşta çocuğu mu var diye bir yığın şeyi birkaç saniyede düşündüm. Kadınla aynı durakta indik. Benim aklıma neden çocuğa mendil uzatmak gelmedi, diye hayıflandım, birkaç adım arkasından yürürken. Mendilim var mı ki? Vardır herhalde ama bu çantanın derin dehlizlerinde kim bilir gizli saklı, korkunç ve kirli daha neler neler vardır; çok küçük bir ihtimal bulunsa bile o mendil verilebilir bir mendil midir, diye aklımdan geçirip güldüm, kadına yürüyen merdivende yetiştiğim sırada. Solundan geçerken, "mendil uzatmanız çok ince bir davranıştı" dedim kadına. Tam da düşündüğüm gülümsemeyle baktı bana.
8 Nisan 2018 Pazar
Zübide
Yanımdaki kadın Zübide! Zübide! diye seslendi karşıdaki oturma sırasına doğru. Dört ya da beş yaşlarında bir kız çocuğu, annesi(?) onu arkasına yaslamaya çalıştıkça hacı yatmaz gibi eğilip bükülüyor, yılan gibi kıvrılıp, sıyrılıp yere bırakıyordu kendini. Zübide o mu, annesi mi, Zübide Zübeyde'nin değişik bir söylenişi mi acaba, diye düşündüm. Fatma örneğin, Fatoş oluyor, Fadime Fadik oluyor, hatta kimlik kartına o şekilde de yazılıyor. Ama belki bunlar da birbirinden farklı isimlerdir? Bilmiyorum, kafam karıştı. İlkokulda, Zübeyde diye bir arkadaşım var mıydı? Gözümün önüne gelen o kızın adı Zübeyde miydi? Kalın siyah örgüleri vardı, babası fırıncıydı. Her neyse, olası Zübide en sonunda bulunduğu yerden fırlayarak karşıdan onlara doğru seslenen kadına doğru koştu, kafasını kadının koltukaltına gömdü. Kadının yüzü gülüyor, çocuk da kıvranmıyordu artık, meğer uslu da durabiliyormuş.
P.S. gece uykumun arasında birden hatırladım, Züleyha'ydı arkadaşımın adı.
P.S. gece uykumun arasında birden hatırladım, Züleyha'ydı arkadaşımın adı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)