Şimdi rastgele, Claude Bonnefoy'un Michel Foucault ile yaptığı söyleşiyi açtım okudum; Foucault'nun kendi yazma deneyimini tanımlarken dokunma metaforunu kullanması ilginç geldi, dikkatimi çekti:
"...Benim için yazmak yumuşacık bir etkinliktir. Yazdığım zaman kadifeye dokunuyormuşum gibi gelir bana. Kadife yazı fikri benim için duygusal ile algısalın sınırında duran aşina bir temadır; yazma tasarımdan hiç eksik olmaz, yazarken yazıma yol gösterir, kullanmak istediğim ifadeleri seçmemi sağlar sürekli. Kadife, yazım için, bir tür kural koyucu izlenimdir. Bu nedenle de insanların bende kuru ve ısırgan bir yazı bulmalarına çok şaşırıyorum..." (s. 33)
...
"...Kelimeler ve Şeyler'i yazmaya böyle başladım. Önceki yıllarda biraz da tesadüfen, ne yapacağımı bilmeden, bir gün inceleyip incelemeyeceğim belli olmadığı halde topladığım malzemeleri kullandım. Adeta ölü malzemeler arasında ıssız bir bahçede, kullanılmaz bir alanda dolaşır gibi dolaşıyor, XVII. veya XVIII. yüzyıl heykeltıraşının elleri henüz ne yapacağını bilmediği mermer bloğu üstünde nasıl geziniyorduysa işte o şekilde geziniyordum." (s.59)
Michel Foucault, Güzel Tehlike, Çev. S. Kılıç, Metis Yayınları, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.