"...
Kimbilir belki de bir hayat olamadım
Bir Elam tanrısıyım Keçi sakalım
Kimbilir belki de bir başkasıyım
Bir ölümün Gülüdür alnımda taşıdığım
Kalbim bir dar sokaktır ve tehlikeli
Ben geçtim hayatım geride kaldı
Her dakka birini vurabilirim
Her dakka biri vurabilir beni"
dizelerinin sahibi Ergin Günçe'yi ben çok geç tanıdım. Oradan buradan üstünkörü okuduğum şiirlerini saymazsam, şu an elimde tuttuğum, YKY'nin bu yılın Haziran ayında yayımladığı toplu şiirleri, Türkiye Kadar Bir Çiçek'ten önce, ciddi ciddi Günçe'ye eğilmemiştim. Bu kitabı aslında daha önce Can Yayınları basmış, Günçe öldükten beş yıl sonra. Elimdekinde bir açıklama yok, acaba '88'deki baskının tıpkısı mı, yoksa herhangi bir ekleme yapılmış mı.
İstanbul Erkek Lisesi ve AÜ Siyasal Bilgiler mezunu; üniversiteden sonra ODTÜ'de ekonomi asistanı oluyor; London School of Economics'te iktisat üzerine lisansüstü çalışması ve Paris'te doktora çalışması yapıyor. Dönüşte tekrar ODTÜ'de görevine devam ediyor (1968-1983). 16 Ocak 1983'te, Paris'ten Ankara'ya gelirken, Esenboğa'da uçağı düşüyor ve 45 yaşında hayatını kaybediyor.
Günçe'nin şiirleri, 1960'dan başlayarak, Yelken, Değişim, Papirüs ve Dost gibi dergilerde yayımlanmış. 1964'te çıkan, tek şiir kitabının ismi, Gencölmek.
Dünyanın şerrinden genelde şiire sığınırım; bugün Ergin Günçe'nin şiirine sığındım ama sığınak değil o, onun da kafası hep karışık, o da sığınak arıyor. Soruyor, eşeliyor, öfkeleniyor; cevap yok -vazgeçiyor. Nasıl bulup buluşturuyorsa yeniden başlıyor, hepimiz gibi. "Bir İntihar İçin Müzik" yapıyor, "Bir Delinin İçli Şarkısı"nı söylüyor, "Mayıs Günleri İçin Ağıt" yakıyor. Gencölmüş ama tüm bir ontolojiyi baştan sona katetmiş, gibi duruyor:
"...
Tanrı vardır, ayak diremeli bu konuda Şair
Uzun ayrıntılı bir hesap
Dedemle elele (iki arkadaş) söğütlü yollarda gezdik
Alçak sesle Gökyüzünü konuştuk
Açtık sonra bir dükkan, ısıttık halkı kömürle ve odunla
Süpürgeler, kuşkular, şakalar sattık
Kediler besledik, dondurmalar yedik
Zabitler, bu Tanrı dedemden kaldı bana"
Sonunda şu fikre vardım Günçe'de konukluğumdan sonra: İnsan çokluk aynı fikirde olmadığı birini ancak bu kadar beğenebilir. Çünkü:
"...
Her sıkıya karşı şiir direnecektir
Uyaklı, gür sesli, kekeme, ürkek
Her yönetime karşı başkaldırır aslında
Elemlerin sanatı, Gencölenlerin
..."
Yılın son günlerinde,
onunla karıştırdım küllerimi, yadsıyamam.
Ne bulduğumu korkumdan,
kendime bile fısıldayamam:
Kimbilir belki de bir hayat olamadım
Bir Elam tanrısıyım Keçi sakalım
Kimbilir belki de bir başkasıyım
Bir ölümün Gülüdür alnımda taşıdığım
Kalbim bir dar sokaktır ve tehlikeli
Ben geçtim hayatım geride kaldı
Her dakka birini vurabilirim
Her dakka biri vurabilir beni"
dizelerinin sahibi Ergin Günçe'yi ben çok geç tanıdım. Oradan buradan üstünkörü okuduğum şiirlerini saymazsam, şu an elimde tuttuğum, YKY'nin bu yılın Haziran ayında yayımladığı toplu şiirleri, Türkiye Kadar Bir Çiçek'ten önce, ciddi ciddi Günçe'ye eğilmemiştim. Bu kitabı aslında daha önce Can Yayınları basmış, Günçe öldükten beş yıl sonra. Elimdekinde bir açıklama yok, acaba '88'deki baskının tıpkısı mı, yoksa herhangi bir ekleme yapılmış mı.
İstanbul Erkek Lisesi ve AÜ Siyasal Bilgiler mezunu; üniversiteden sonra ODTÜ'de ekonomi asistanı oluyor; London School of Economics'te iktisat üzerine lisansüstü çalışması ve Paris'te doktora çalışması yapıyor. Dönüşte tekrar ODTÜ'de görevine devam ediyor (1968-1983). 16 Ocak 1983'te, Paris'ten Ankara'ya gelirken, Esenboğa'da uçağı düşüyor ve 45 yaşında hayatını kaybediyor.
Günçe'nin şiirleri, 1960'dan başlayarak, Yelken, Değişim, Papirüs ve Dost gibi dergilerde yayımlanmış. 1964'te çıkan, tek şiir kitabının ismi, Gencölmek.
Dünyanın şerrinden genelde şiire sığınırım; bugün Ergin Günçe'nin şiirine sığındım ama sığınak değil o, onun da kafası hep karışık, o da sığınak arıyor. Soruyor, eşeliyor, öfkeleniyor; cevap yok -vazgeçiyor. Nasıl bulup buluşturuyorsa yeniden başlıyor, hepimiz gibi. "Bir İntihar İçin Müzik" yapıyor, "Bir Delinin İçli Şarkısı"nı söylüyor, "Mayıs Günleri İçin Ağıt" yakıyor. Gencölmüş ama tüm bir ontolojiyi baştan sona katetmiş, gibi duruyor:
"...
Tanrı vardır, ayak diremeli bu konuda Şair
Uzun ayrıntılı bir hesap
Dedemle elele (iki arkadaş) söğütlü yollarda gezdik
Alçak sesle Gökyüzünü konuştuk
Açtık sonra bir dükkan, ısıttık halkı kömürle ve odunla
Süpürgeler, kuşkular, şakalar sattık
Kediler besledik, dondurmalar yedik
Zabitler, bu Tanrı dedemden kaldı bana"
Sonunda şu fikre vardım Günçe'de konukluğumdan sonra: İnsan çokluk aynı fikirde olmadığı birini ancak bu kadar beğenebilir. Çünkü:
"...
Her sıkıya karşı şiir direnecektir
Uyaklı, gür sesli, kekeme, ürkek
Her yönetime karşı başkaldırır aslında
Elemlerin sanatı, Gencölenlerin
..."
Yılın son günlerinde,
onunla karıştırdım küllerimi, yadsıyamam.
Ne bulduğumu korkumdan,
kendime bile fısıldayamam:
"Bir suç oluyorum ben de külümü karıştırınca
Kimleri, kimleri, kimleri vursam
Önce kendimden mi başlasam şakalaşmaya
Önce kendimden mi başlasam
Kimleri, kimleri, kimleri vursam
Önce kendimden mi başlasam şakalaşmaya
Önce kendimden mi başlasam
Ben istesem Horoz gibi öterim
Alıngan ve içli çocuk olduğum için
Rahatlarım Bankanın camını kırsam
Sularım sonra atımı bir derede
Ne zaman ne zaman kırlara kaçsam
Rahatlarım Bankanın camını kırsam
Sularım sonra atımı bir derede
Ne zaman ne zaman kırlara kaçsam
Ben istesem Kilidimi kırarım
Kumral bir Yaz peşimdedir, dolaşırım ben
Altı yaşında tütüne gittim, oğlak güttüm, çırak
Neler de çıkıyor eşelenince
İnsan büyüyor adam vurarak
Altı yaşında tütüne gittim, oğlak güttüm, çırak
Neler de çıkıyor eşelenince
İnsan büyüyor adam vurarak
Ben istesem Pusu bile kurarım
Duygulu ve sivri bir öğrenci oldum
Ateş okudum kitap yakarak
Artı-değer kavramını ve günlerce Matematik
Bıçaklar edindim Bursa'ya giderek
Ateş okudum kitap yakarak
Artı-değer kavramını ve günlerce Matematik
Bıçaklar edindim Bursa'ya giderek
Benim şimşir Kazıklarım vardır
Ne zaman seni vursalar öcünü komam
İpekli dokunur gibi işliyor zaman
Öfke çiçeğim, av borum, işlek çıngırak
Bütün gün kan içinde yoğruluyorum
İpekli dokunur gibi işliyor zaman
Öfke çiçeğim, av borum, işlek çıngırak
Bütün gün kan içinde yoğruluyorum
Yorulmam dersem Yalan olacak
Bir suç oluyorum ben de külümü karıştırınca
Kimleri, kimleri, kimleri vursam
Önce senden mi başlasam şakalaşmaya
Önce senden mi başlasam"
Kimleri, kimleri, kimleri vursam
Önce senden mi başlasam şakalaşmaya
Önce senden mi başlasam"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.