5 Kasım 2014 Çarşamba

Hayat her şeye rağmen güzel mi



Dün hastaydım, yatıyordum; o yüzden günlük yazamadım. Dün ne oldu? Ne okudum? Ne düşündüm? Hatırlamıyorum. Hatırlamak istemiyor da olabilirim. Mümkündür. Tek hatırladığım, işten çıktıktan sonra Balkan’da (reklam alabiliyor muyduk?) beş dakikada yemek yediğim, Pandora’nın vitrini, yediğim şeyin mideme oturduğu ve eve gelip kendimi yatağa attığım. Sonrası migren.

Her şey, her gün aynı ve yeknesak olmasının da kötüsü, bok gibi.

Bir yere kadar kendiyle barışık olabilir insan ve anlam yükleyebilir şu boktan hayata. 

Ha bak aklıma geldi de ifrit oldum yine, güçlü olduğum safsatasını kim çıkarıyor? Bunu şimdiye kadar o kadar çok duydum ki. Sen güçlüsün, yaparsın, edersin, şöylesin, böylesin. Ben şimdiye kadar hangi boku kendim başarmışım, bir şeyler varsa görünürde, hepsi şansa. Şansa. Çok şanslı bir puşt olmamdan öte hiçbir şey yok. Yok.

Hayat sınamadı beni ki, güçlüyüm şuyum buyum diyeyim; bu boku da kendim yaptım, işte bunu sıfırdan ben meydana getirdim, bu benim eserim diyeyim. Parasız, evsiz, yurtsuz, anasız, babasız, arkadaşsız mı kaldım? Maddi, manevi destek gördüm hep. Ben şanslı puştun tekiyim, Hepsi bu.

Her yaşadığım olumsuz durumda yıkılırım, savrulurum, beni sevenlere yük olurum. 

Sınandığım tek şey çocuk sahibi olmaktı şu hayatta ve onda da çuvalladım zaten.

“Hayat her şeye rağmen güzel” değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.