19 Aralık 2014 Cuma

vanitas vanitatum, et omnia vanitas


























Kültürel bellek konusunda çalışırken, öncelikle bellek nedir, nasıl çalışır, ona bakmak istedim; evde bu konuyla ilgili birkaç kitabım vardı (tabii bu kitapların hangileri olduğunu ve yerlerini bulmak için belleğime güvenmem gerekti, zira bir kataloglama sistemim yok), Douwe Draaisma'nın daha önce burada da bir paragrafına yer verdiğim kitabı "Yaşlandıkça Hayat Neden Çabuk Geçer'i gibi örneğin. Okumaktan keyif aldığım, ara ara tekrar döndüğüm, yazmak isteyeceğim türde bir kitaptır.
Son bölüm, "Bellek Gücüyle" -Natürmort Portreleri, kitabın sonuna yakışan bir bölüm olmuş. Draaisma burada Leiden'daki Lakenhal Müzesi'nde bulunan "Vanitas-stilleven met zelfportret van de schilder" adlı tabloyu ve ressamı David Bailly'nin kendi belleğini ve geçmişini resmedişini yorumluyor. 
Evvelki akşam bölümü ikinci kez okudum ve bugün sabah, blog yazısına koymak için internette tablonun bir fotoğrafını aramak istedim. Belleğin ne kadar güvenilmez olduğunu bir kez daha görürken çok da eğlendim. Ressam David Bailly, aklımda her nedense Georg Hailly diye kalmış. Soyadı benziyor ama hafızam David'i hangi mantıkla Georg ile değiştirmiş, kim bilir :) Aradığımı ressamın adından bulamayınca, google araması için şu anahtar sözcükleri kullandım, ve tablo hemen çıktı: Leiden, autoportrait, vanitas. 

Aşağıya, bölümü seve seve yazıyorum:

17 

"Bellek Gücüyle" - Natürmort Portreleri

Babama


Genç Bir Ressamın Portresiyle Vanitas Natürmortu başlıklı resmi Leiden'deki Lakenhal Müzesi'nde görebilirsiniz. Resmi, on yedinci yüzyılda Leiden'de yaşamış usta ressam David Bailly yapmış. Bunun kendi portresi olduğunu düşündürecek haklı sebepler var; başka resimlerinden Bailly'nin bu resimdeki kişiye benzediği biliniyor; çağdaşları sonraki kuşaklara onunla ilgili pek bilgi bırakmamışlar. Bailly, 1584'te Leiden'de doğmuş ve oymacı Jacques de Geyn'in atölyesini ziyaret ettikten sonra ressam olmaya karar vermiş. 1608 kışında (o sırada yirmi dört yaşındaydı) Almanya ve İtalya'ya gitmiş ve oralarda hayatını resim yaparak kazanmış. Beş yıl sonra, "seyahat etmekten bitap düşmüş" bir halde Leiden'e geri dönmüş ve kısa zamanda portre sanatçısı olarak ün yapmış. Müşterilerini daha çok üniversite çevresinden insanlar oluşturmaktaymış. 

Geç evlenmiş, 1642'de elli sekiz yaşında. Karısı Agneta van Swanenburgh'un evlendiği sırada kaç yaşında olduğu bilinmiyor. 1657 baharında çift, vasiyetlerini imzalamış; o sırada Bailly vasiyete imza atamayacak kadar kötü durumdaymış. Muhtemelen ekim ayının son günlerinde gerçekleşmiş olan ölümü, Pieterskerk kilisesinin sicil defterine 5 Kasım 1657'de kaydedilmiş. Bailly'nin cemaat için önemli bir kayıp olmadığı muhakkak; zira Pieterskerk'teki ölüm kaydı belediyenin defin kütüğüne geçirilmemiş. 

Günümüzde Bailly daha çok Genç Bir Ressamın Portresiyle Vanitas Natürmortu başlıklı resmiyle anılmaktadır. Bu natürmort, ölümlülüğün bir tasviridir. Bailly'nin başından başlayan köşegenin ucu, masadaki diğer objeler içinde hakim konumda olan kafatasında son bulur. Boş göz yuvarları, masanın ucundan sarkan ve üzerinde Vanitas vanitatum, et omnia vanitas [Her şey boş, bomboş, bomboş (Eski Ahit, Vaiz 1:2) ç.n.] yazan bir kağıt parçasına işaret etmektedir. Bailly'nin başı ile kafatası arasında, köşegen, ince dumanı hala tütmekte olan yeni söndürülmüş bir mumu keser. Masanın üzerinde sabun köpükleri uçuşmaktadır: Vita bulla, hayat bir sabun köpüğüdür. Kafatası, dünyevi şeylerin geçiciliğini vurgulayan objelerin arasına konmuştur. İçki kadehi devrilmiş, pipo çoktan bitmiş, güller solmuş ve çiçekleri fazla açılmış, metal para ve süsler masaya saçılmıştır. Kitabın arkasında belli belirsiz seçilebilen kum saatinde zaman dolmak üzeredir.

Duvarda, paletin hemen üzerinde, Frans Hals'e ait bir lavtacı resmi asılıdır. Ressamın hemen önünde bir flavtanın ucu görünmektedir. Sanat eserleri içinde müzik en geçici olanıydı, zira on yedinci yüzyılda hiçbir müzik eseri muhafaza edilememekteydi. İlk yapay ses hafızası (fonograf) ancak 1877 yılında keşfedilmiştir.

X ışınları ilginç bir ayrıntıyı gün yüzüne çıkarmıştır. Bu resmin önceki tasarımında Bailly'nin ressam değneğini masanın ortasında yer alan bir kadın yüzüne doğrulttuğu anlaşılıyor. Değnek daha sonra masaya yerleştirilmiş, ama kadın yüzü, ince bardağın arkasında, adeta bir hayalet gibi belli belirsiz seçilir durumda kalmış. O kadın bizim için bir sır. Kimdi? Neden o sırada ressamın hayatında bu kadar önemli bir yer işgal etmişti? Bailly'yi onu tekrar yok etmeye sevk eden neydi? Hepsinden önemlisi, Bailly onu neden çehresinin aradan parlamasına izin veren boya katmanları arasına gizlemişti?

Bailly'nin yüzünde böbürlenirmiş gibi bir ifade var. Yirmili yaşlarının sonlarında veya otuzlu yaşlarının başında görünüyor, belki seyahatlerinden yeni dönmüş: dünyaya açılan bir genç. Gelgelelim, kendini beğenme ifadesi ciddiyet ifadesiyle dizginlenmiş; elinde tuttuğu küçük yaşlı adam portresi, yüzündeki bu ciddiyet ifadesini daha bir vurguluyor. Bailly, bir gün kendisinin de yaşlı bir adam olacağının farkında olduğunu söylemek ister gibidir; izleyiciyi yaşlılıkla yüz yüze getirir. 

Genç Bir Ressamın Portresiyle Vanitas Natürmortu, hayatımızı sonunda ona bir kez daha bakacağımızı düşünerek düzenlememiz gerektiği mesajını taşır. Geçmişe dönüp baktığımızda, hayatımızı belirlemiş olan değerleri nasıl göreceğiz? Zenginlik, güzellik, sanat, bilgi ve bir zamanlar peşinden gittiğimiz diğer şeylerin artık bize bir faydası var mıdır? Hayatın bzie sunduğu şeylerle ilgili bir resim olarak Genç Bir Ressamın Portresiyle Vanitas Natürmortu, soldan sağa, gençlikten yaşlılığa, geçmişten geleceğe doğru okunmalıdır. Zamanın oku gibi bu resim de sağa işaret eder. 

Gelgelelim,  Genç Bir Ressamın Portresiyle Vanitas Natürmortu, bu resmin yanı sıra başka bir resim de sunar bize. O başka resmi görebilmek için iki şeyi bilmeniz gerekir öncelikle. Bir, vanitas yazısının yer aldığı metinde "David Bailly pinxit Ao 1651" yazısı da yer alır. İki, 1651 yılında Bailly altmış yedi yaşındaydı.

Bu iki ayrıntı her şeyi değiştirir. "Gerçek" otoportre (öyle denebilirse tabii) elinde ressam değneği tutan genç adam değil, oval çerçevedeki yaşlı adamdır. Bailly kendini kırk yıl kadar önceki adam olarak resmetmiştir. Bu otoportrede, geleceğini hayal eden genç bir adam değil, gençliğini hatırlayan yaşlı bir adam görürüz. 

 Genç Bir Ressamın Portresiyle Vanitas Natürmortu'nda adeta parmağımızı şıklattığımız anda zaman perspektifini değiştirebilmemiz mümkündür artık. Bu ters çevirmede, resim ileriye doğru değil geriye doğru, sağdan sola doğru, zamanın gidişatının aksi yönünde hareket eder. Bailly'nin iki portresi birlikte bir gestalt oluşturur, ama uzayda değil, zamanda: İkisini de görmek mümkündür, ama aynı anda değil. 

İşin ilginç tarafı, bu ters çevirmeye rağmen resmin mesajı değişmez, çünkü ikisi de (gençlik günlerini hatırlamak ve yaşlılık yıllarıyla ilgili tahminde bulunmak) zamanın geçişine işaret eder. Bailly de resminde bunu mu vurgulamaya çalışmıştı? Güzel duygularla yad edilen, ama artık geçmişte kalmış gençlik günlerine duyulan hasreti mi ifade etmek istemişti? Yoksa, bu natürmortun yapılmasını sağlayan muazzam bir ustalığın edinildiği, dolu dolu yaşanmış bir ömrü mü? Bütün çabaların beyhudeliğini vurgulamak istemişti belki de? Resim sanatı aracılığıyla, geçiciliğe kalıcılık ihsan eden bu sanat dalı aracılığıyla bize bir anıt mı bırakmak istemişti yoksa? Bailly, niyetleri konusunda bu sessiz resimden başka bir belge bırakmamıştır bize; bu resmi hangi güdülerle yaptığını artık asla bilemeyeceğiz.

Yaşlı Bailly'nin oval portresi, köşegenlerin kesiştiği noktaya yerleştirilmiş. Masanın üzerindeki  bu portre, vanitas natürmortunun bir parçasıdır. Ama resmi, onu "bellek gücüyle" çizen genç Bailly de tutmaktadır bir yandan, üstelik şefkatle bence. Böylece, Bailly ölümünden altı yıl önce, belleği ait olduğu yere yerleştirmiştir; yani kalıcı olan ile geçici olanın tam orta yerine.

Douwe Draaisma, Yaşlandıkça Hayat Neden Çabuk Geçer, Çev. Gürol Koca, Metis Bilim, 2012, s. 286-290.

2 yorum:

  1. Harikulade bir Yazı ... Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim, beğenmenize çok sevindim :)

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.